Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, geçmişi ve geleneğini okumaktan haz alan, onur duyan bir kuşak yetiştirmek istediklerini, müfredatla ilgili yapacakları bazı revizyonların içerisinde Prof. Dr. Sezgin’in de yer alacağını kaydetti.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, “Üniversitede çalışırken etrafımda gördüğüm akademisyenlerin büyük çoğunluğu bu işi bir meslek olarak gören arkadaşlardı. Bunun gerçekten bir yaşam tarzı olduğunu bana Fuat Hoca (Sezgin) hissettirdi.” dedi.
Bilimler tarihi alanında dünyanın sayılı isimlerinden olan Prof. Dr. Fuat Sezgin’in “Arap-İslam Bilimler Tarihi” isimli 17 ciltlik eserinin Almancadan Türkçeye çevirisi, İslam Bilim Tarihi Araştırmaları Vakfı tarafından yapıldı.
Bakan Tekin, eserin Atatürk Kültür Merkezi’ndeki tanıtım etkinliğinde, bu eserin çevirisinin gerçekleştirildiği dönemde kendisinin de vakfın yönetim kurulu üyeliği görevini yaptığını söyledi.
Etkinliğin 28 Şubat gününe denk düşürülmesinin de anlamlı olduğunu kaydeden Tekin, darbe yapıldığında en büyük tahribatın yaşandığı alanlardan birinin eğitim sektörü olduğunu dile getirdi.
O dönemin sadece imam hatiplere uygulanan katsayı engeli ve meslek liselerinin itibarsızlaştırılmasıyla sınırlı olmadığına dikkati çeken Tekin, darbelerin Türkiye’deki akademiye ve bilimsel çalışmalara çok ciddi etkilerinin olduğunu vurguladı.
Bakan Tekin, Fuat Sezgin’in de 27 Mayıs darbesini desteklemediği için üniversitelerden ihraç edilen “147’ler” arasında olduğunu söyledi.
“Bin yıl sürecek” denilen 28 Şubat’ın tahrip ettiği toplumsal yapıları tamir etmek için gösterdiği çaba ve gayretten dolayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da teşekkür eden Tekin, “İnşallah, Türkiye bir daha 28 Şubat benzeri olaylarla karşı karşıya kalmaz. Dolayısıyla bu toplantının 28 Şubat’a denk düşürülmesi bu açıdan önemliydi.” diye konuştu.
– “Hiç hayal bile edemeyeceğimiz kadar çok çalışan bir kişiydi”
Sezgin ile ilk tanışmasının kendisini çok etkilediğini de aktaran Tekin, şöyle devam etti:
“Uzun süre üniversitede akademisyen olarak çalıştım. O zamanki hocam bana akademisyenliğin gecesi gündüzü olmayan, sıradan bir meslek olmadığını söyledi. Üniversitede çalışırken etrafımda gördüğüm akademisyenlerin büyük çoğunluğu bu işi bir meslek olarak gören arkadaşlardı. Bunun gerçekten bir yaşam tarzı olduğunu bana Fuat Hoca hissettirdi. Zihni tamamen buna odaklanmış. Hiç hayal bile edemeyeceğimiz kadar çok çalışan bir kişiydi. Bana Türkiye’de bu tür akademisyenlerin de var olduğunu gösterdiği için de ayrıca teşekkür etmek istiyorum.”
Bakan Tekin, Fuat Sezgin’in yaptığı şeyin aslında Doğu medeniyetlerinin Batı medeniyetlerine ev sahipliği ve beşiklik yaptığını göstermek olduğuna dikkati çekerek, “Bizim de onları önceleyen bir medeniyet olduğumuzu gür sedalarla, bilimsel eserlerle dünyaya tanıtmamız gerekiyor. Milli Eğitim Bakanı olarak bizim bu tür kuşaklar yetiştirmek temel hedeflerimizden bir tanesi.” ifadelerini kullandı.
– Müfredattaki revizyonlarda Prof. Dr. Sezgin de yer alacak
Geçmişi ve geleneğini okumaktan haz alan, onur duyan bir kuşak yetiştirmek istediklerini vurgulayan Tekin, müfredatla ilgili yapacakları bazı revizyonların içerisinde Prof. Dr. Sezgin’in de yer alacağını kaydetti.
Tekin, lisans programlarında Bilim Tarihi derslerinde kimin okutacağına ilişkin bir tartışmanın da olduğunu anımsatarak, “Biz, bu vesileyle Bilim Tarihi derslerini vermek üzere Talim ve Terbiye Kurulu Başkanımızla da konuştuk. ‘Bilim Tarihi’ lisans programlarından mezun olan arkadaşlarımızın bu dersleri verebilmesiyle ilgili Talim ve Terbiye Kurulunun 9 numaralı kararında da değişiklik gündemimizde. İnşallah onu da yapmış olacağız.” şeklinde konuştu.
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.