Konuşmaların ardından TED Başkanı Pehlivanoğlu, Bakan Özer’in adına TED Burs Fonu’na bağış yapılarak bir çocuğun eğitim hayatı boyunca okutulacağını söyledi. Bakan Özer de hayatında aldığı en güzel hediye olduğunu belirtti.
Bakan Özer, okulların toplumdaki en eşitlikçi kurumlar olarak varlığını sürdürmeye devam ettiğini belirterek “Eğitim forumunun teması olan dijital obezite konusu, dijital enstrümanların okul ortamı yerine ikame edilip edilemeyeceğinin tartışması bağlamında da bize çok büyük fırsatlar sunuyor. Dünya daha önce hiç deneyimlemediği bir dönemden geçti.
Salgının başlamasıyla tüm sektörler çok derinden etkilendi ve bu derinden etkilenmeyle birlikte yeni cevaplar üretmek için çalıştı. Sosyoloji değişti, ilişki tarzları değişti. Bu süreçten en fazla etkilenen eğitim sektörü oldu. Türk toplum, okulların ne kadar önemli olduğunu, okulların sadece bir öğrenme mekanı değil, bir ülkenin geleceğini inşa eden gençlerin psikososyal gelişimlerini, akran eğitimini, kültür, sanat ve sporla ilgili gelişimlerini tamamladığı mekanlar olduğunu ve hiçbir mükemmel dijital platformun yüz yüze eğitimin yerine ikame edilemeyeceğini çok derin bir şekilde tecrübe etti” dedi.
‘3 SÖYLEM ÜZERİNDE İSTİKRARLI ŞEKİLDE DEVAM ETTİM’
Bakan Özer, eğitimdeki eşitsizliklerin tüm dünyada derinleştiğini ifade ederek, “Dijital aygıtlara erişimde herkesin eşit olduğunu varsaysak bile dijital okuryazarlık becerilerindeki farklar ortaya çıkmaya başladı. Öğretmenlerin dijital okuryazarlığındaki farklar ortaya çıkmaya başladı. Onun için göreve geldiğim günden itibaren 3 söylem üzerinde istikrarlı bir şekilde devam ettim. Devir teslim töreninde dedim ki; ‘Okulları açık tutmak için vakaların sıfır olmasını beklemeyeceğiz, buna tahammülümüz yok’. Daha sonra Sağlık Bakanı ve Sağlık Bilim Kurulu ile yaptığımız toplantıdan sonra ‘Okullar ilk açılması gereken ve son kapatılacak yerlerdir’ sözünü ifade ettim. Ve gerekli önlemleri alarak süreci başlattık.
Son söz olarak da şunu söyledim; ‘Türkiye’de okulların açık kalması bir eğitim meselesi olmaktan çıkmış bir milli güvenlik meselesine dönüşmüştür’. Gerekli önlemleri alarak 7,5 aydan beri bir gün bile eğitimi kesintiye uğratmadan bugünlere gelebilmenin büyük mutluluğunu duyuyorum. Bir Milli Eğitim Bakanı olarak geriye döndüğüm zaman, bugün görevden ayrılsam ve bu ülkeye ne yaptım diye baksam söyleyeceğim şey; ‘Okulları açık tuttum. Toplumdaki eşitsizliklerin derinleşmesine imkan tanımadım ve öğrencilerimizin, gençlerimizin geleceğimizi inşa edecek uzun vadede büyük maliyetler ödeyeceği bir sürecin gerçekleşmesine izin vermedim’. Elbette bunu tek başımıza yapmadık. Tüm çalışma arkadaşlarımızla yaptık’’ dedi.
‘TEHDİT OLMASINA İZİN VERMEDİK’
TED Başkanı Pehlivanoğlu, bilgi ve medya içeriklerinin miktarının her gün katlanarak büyüdüğünü belirterek “Bu durum bizleri dijital obezite gibi başka bir küresel salgın tehdidiyle karşı karşıya getiriyor. Bu riski ciddiye alıp üstesinden gelme yollarını konuşmazsak dijital obezite hayatlarımızı fiziksel obeziteden bile daha olumsuz etkileyecek.
Yaşamı kolaylaştıran yönleriyle hepimizi içine çeken dijitalleşme; bilgi kirliliği, bilgi yoğunluğu, ekran süresindeki artış, zararlı içerik, hak ihlali, siber zorbalık gibi kısa ve uzun vadede ortaya çıkabilecek riskleri içinde barındırıyor. Bu riski fırsata çevirmenin yolu ise dijital obezitenin hayatımızı kuşatan bir tehdit olmasına izin vermemek. Dijital tüketim alışkanlıklarımızı risklerden arındırarak sağlıklı bir düzeye çekmektir. İşte tam da bu noktada eğitim odaklı bir sivil toplum kuruluşu sorumluluğu ile 5’İnci Uluslararası Eğitim Forumunu yapmak ve başlığımızı Dijital Obezite olarak belirlemek boynumuzun borcudur dedik” dedi.
Konuşmaların ardından TED Başkanı Pehlivanoğlu, Bakan Özer’in adına TED Burs Fonu’na bağış yapılarak bir çocuğun eğitim hayatı boyunca okutulacağını söyledi. Bakan Özer de hayatında aldığı en güzel hediye olduğunu belirtti.
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.